| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Speaking | ||||
| Konuşma | his teeth expr. | dişleri | ||
|
Tom was so cold his teeth were chattering. Tom o kadar üşümüştü ki dişleri takırdıyordu. More Sentences |
||||
| Konuşma | his teeth expr. | onun dişleri | ||
|
His teeth are white like a pearl. Onun dişleri inci gibi beyaz. More Sentences |
||||
